7 Ocak 2012 Cumartesi

Malıköylüler Malı Götürmemişler:))


Malıköylüler Malı götürmemişler…
Baktım,
Götüren götürene,
Hanıma dedim ki
Kak, Malıköy’e gidiyoruz,
Hayrola Bey dedi;
Rüyamda hep götürenleri gördüm.
Biz de Malıköy’e gidelim, bakalım götürmüşler mi?
Kendi gözlerimle gördüm, Malıköylüler malı götürmüşler ama
Şöyle;
Gelen askeri malzemeyi cepheye,
Cepheden gelen şehit, yaralıları tahliye.
Bi de o zaman ilk uçakları uçurmuşlar.
Yani yetim hakkı anlamında malı götürmemişler…
Götürülen malın hepsi askeri malzeme.
Hem de Sakarya Meydan Muhaberesinde.
Çıktık yola,
Ankara Eskişehir yolu, 30’ncu kilometreden sağa dön.
Ama hala bir müze levhası koyamamışlar.
Buradan ilgisiz ilgililere duyurulur.
Yaklaşık, 6 Km daha sürüyor, Malıköy.
GnKur ile Ulaştırma Bakanlığı hatta Turizm Bakanlığı müşterek çalışarak,
Bence Müzecilik açısından muhteşem bir eser ortaya çıkarmışlar.
Özel Güvenlik bizi görünce çok sıcak karşıladı ama
Hani şu Özel Yetkili Savcılar ve de Mahkemeler var ya
Ulan dedim bu da yüzümüze gülen grubundan olmasın.
Bu zamanda babana bile güvenmeyeceksin.
Maalesef samimiyetin yerini sinsilik aldı, hayırlara vesile olsun.
Tam bu arada yağmur yağmasın mı?
Özel yetkili görevli içinden ulan bula bula bu günü mü buldunuz?
Ne güzel, sıcacık soba başında, hem demlenip hem de Tv izliyorduk demiş olabilir.
Biz de resim çektik ama
Bizden önce birileri davranmış, ha onlar ha biz ne fark eder
1 Haziran 2008, daha yeni ama emeği geçen herkese çok teşekkürler demeyim;
Şu sıralar her şeyde tasarrufa başladım;
Az teşekkürler…
Sakarya Savaşı’ndan dikkati çeken kahramanlık ve fedakarlıklar;
Ve bu konuda, dile getirilenler;
"-.Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve sağlam bîr askere rastlanmamıştır. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir." diyerek seslenmiştir. 
Yalnız Cal Dağı çarpışmalarında 3 Alay Komutanı, 5 Tabur Komutanı, 82 subay ve 900 er şehit olmuştu. Çevresine hakim Karadağ tepesini almak için, yanm tümen şehit verilmişti. 8 Tümen Komutanı süngü savasında şehit olmuştu 
" Hatt-ı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. 0 satıh bütün vatandır. 
Ordunun ihtiyacı olan her sey Ankara dan Malıköy ve Polatlı'ya yollanıyordu
Sakarya Muharebelerinde Türk ordusunun iki kesif ve bir savaş uçağından oluşan hava gücünün üssü olmuştu. 27 Ocak 1923 de şehit düşecek olan zamanının yetişmiş ve kudretli pilotlarından biri olan Yzb Fazıl Beyin komutasındaki Cephe Tayyara Bölüğündeki bir grup havacı, yaptıkları kesif uçuşlarında topladıkları bilgİyİ, Alagöz' deki Cephe Komutanlığı karargahına ulaştırmaktaydı. 
Erzurumlu Nafizin yaptığı girişimlerle satın aldığı iki tayyareyi yurt dışından Anadolu ya getirterek, İnebolu üzerinden cepheye ulaştırması sürecinde yaşananlar. Makinist Ferit'in insan ustu gayreti. tayyareleri uçurmak üzere görevlendirilen Ütğm.Sıtkı Tanman'ın cesareti başlı basına bir fedakarlık Öyküsüdür. Ne yazık ki hu tayyarelerimiz, yapılan kesif uçuşlarında düşerek parçalanmış ve pilotlarımız yanarak sehit olmuşlardır.
Savaş süresince cephede yaralanan binlerce kişi bu İstasyondan geçmiş, öyle zamanlar olmuştur ki istasyonun har tarafını kan ve ter kokusu kaplamıştır.
Maalesef samimiyetin yerini sinsilik aldı, hayırlara vesile olsun
Malıköy’de,deki heykeller, canlandırmalar, müze odaları, belgeler,
Ve kapladığı alan, Ankara’da çoğu müze yok.
Aslında, günlük Ankara turlarında, Malıköy, Duatepe, Alagöz Karargahı ile beraber yakalaşık
Muharebelerin cereyan ettiği Sakarya Nehri boyunca,
Çanakkale ve Afyon’da olduğu gibi Sakarya Meydan Muharebesi parkuru yapılırsa,
En az Çanakkale ve Afyondakiler kadar güzel olur ve halkımız,
22 gün 22 gece devam eden bu şanlı safyayı yerinde gezerek öğrenir.

Malıköy’de aslında,
Hava Kuvvetlerimizin ilk temelleri atılmış.
O kadar kahraman ve fedakarlıklar yapılmış ki
Alınışını özel bir şahıs yapmış.
Hazine tam takır,
Tekalif-i Milliye de olmasa adam atacak hal yok iken;
Bakın o hava birliği nasıl kurulmuş;
 yurtsever bir vatandaş olan Erzurumlu tüccar Nafiz Beyin kendi imkanlarıyla satın aldığı italyan yapımı Fiat tipi iki uçağın yanı sıra düşmandan ganimet olarak alınan diğer iki uçakla, "İsmet" ve "Sakarya" adlı uçaklarla kara birliklerimiz desteklenmeye çalışılmış, kesif amaçlı uçuşlar yapılmıştır.
Kurtuluş Savaşı süresince tayyareleri uçabilir duruma getirebilmek için geceli gündüzlü gaz lambası ya da mum fenerlerinin ışığında çalışan ustalar, demire can vermişler, demirciler, döküm ustaları, makinistler insan üstü bir çabayla yaşamı hiçe saymışlardır. 
Patates kabukları, koyun ve sığır ayakları bir kazanda kaynatılmış; bu işlemden elde edilen jelatin, başka bir kazanda kola ve yumurta akı ile macun gibi duruma getirilinceye kadar pişirilmiştir. Elde edilen bu madde uçakların gövde ve kanatlarına sürülerek istenilen sertlik ve kayganlık, tam olmamakla beraber sağlanabilmiştir. Buna rağmen bu durumda olan uçaklar yağmurlu havalarda kullanılamamıştır
Yakın tarihimiz, 1915 Çanakkale Milli Parkında gayet güzel anlaşılıyor.
1922 Afyon Şuhut’tan başlamak üzere gayet güzel anlaşılıyor ama
1921 Sakarya biraz daha gayret istiyor.
Kronolojik sıraya göre yaklaşık 100 KM’lik savunma hattı boydan boya otobüslerle gezilebilecek şekilde düzenlenirse hem Çanakkale ve Afyon gibi olur  hem de turizm açısından bölgenin kalkınmasına büyük katkısı olur.
Şu aşamada, özellikle okullar şöyle bir gezi düzenleyebilir;
İlk yer; Bala, Atatürk’ün milletvekili seçildiği yer. Belediye binası da tarihi; 1898.
Neden burayı tercih etmiş, yerinde incelemek lazım.
Kenan İmirzalıoğlu neden buradan çıkmış.
Kimmiş bu İmirzalıoğulları?
Hastane yaptıran kim, İmirzalıoğullarından?
Beynam’daki Müze.Atatürk’ün 10 günde Sivas’tan geldiği ve bir gece kaldığı Ali Çavuş’a ait ev.
Özellikle 26 Aralık’ta, gezmek lazım ki o insanın içine işleyen soğuğu hissetmek lazım.
Sonra Gölbaşı,
Dikmen Seymenler Parkı.
Şimdiki Meteoroloji Genel Müdürlüğü Müzesi, Atatürk’ün dört ay kaldığı yer.
Ve Ankara Garı.
1919-1922 yılları arasında kaldığı direksiyon binası.
Hem de Demiryolları Müzesi olarak kullanılıyor.
Bir ve 2nci Meclisler, Çankaya Köşkü ve İsmet İnönü’ye ait Pembe Köşk.
Bu arada, oralara kadar gidilmişken Gordion ile Friglere de şöyle bir uğranabilir.
Eskişehir yoluna çıkıldığında ise
Malıköy, Duatepe,Alagöz Kh,
Ulan şimdi bizi de Ergenekon’dan içeri atmasınlar?
Malıköy’de en sadık bekçi;
Leylekler…
Zaten tüm antik şehrin en sadık bekçileridir, leylekler…
Artemis’in tepesinde, leylek.
Efes’te leylek,
İşte bu nedenle leyleği havada gören gezen derler.
Şimdi ben bunları yazıyorum ya
Hani şarkısı var ya
Kimler geldi, kimler geçti:
http://www.youtube.com/watch?v=dKdZ5m220eg
Ne acılar yaşandı?
Ne ocaklar söndü?
Ne de umutlar?
Kaçımız rahmet ve minnetle anıyoruz?
Hani derler ya ne yapsak azdır,
Bu kahraman vatan evlatları sayesinde rahatız.
Orada bir resim vardı;
TBMM evrakları hayvan katırları ile Kayseri’ye taşınıyor.
Yani Başkent Kayseri olabilirmiş.
Herkes dua ediyordur ama en çok Başkent Belediye Başkanları dua ediyordur, ATA’ya.
Hele bu işi uzun zamandır yapanlar…
Ya Kayseri olsa idi?
Acaba Kayseri Belediye Başkanları ulan amma da şansızız diyorlar mı?
Evrakların hepsi Gnkur ATASE Başkanlığından, orijinal ve de Osmanlıca.
Şimdi gelelim Atatürk’e;
Mevlana gibi sadece söz söylese idi, dünya çapında bir felsefeci idi.
Ama icraat yapınca,
Gayet doğal eleştiri olur.
Şimdi burada keşke Osmanlıca bilsem de şunları kendim okuyabilsem diyebilir ama
Yanlarında Türkçeleri de var.
Amasra hariç Türkiye’de nereye gidersen git, karşına Atatürk çıkar.
Amasra’ya neden gitmemiş?
Sergilenen toplar var, o zamanlar kullanılmış.
5137 şehit, Sakarya Savaşı’nda.
Ve bunların çoğu subay.
Sekiz tanesi Tümen Komutanı.
Buradaki anıtın çevresinde, şehitlerimizin isimleri ve Memleketleri var.
331 Kişi.
Ve Kahraman Pilotlarımız…
Hepsini rahmet ve minnetle anıyorum.
Onları doğuran analara ne mutlu,
Babalara ne mutlu.
Atatürk’ün dediği gibi
Türkiye Cumhuriyeti’ni Kuran Halka Türk Milleti denir.
Ne Mutlu Türküm Diyene.