28 Eylül 2011 Çarşamba

DoğMA BüyüME Ankaralı Değilem


Bu doğma büyüme o kadar dilimize dolanmış ki
Nasrettin Hoca’nın torunu olarak ,
Ben de Doğma Büyüme Angaralı değilim.
Ve Doğma Büyüme Angaralı olmayan birisi olarak,
Ben de Angara’yı gezdim ve
Beni en çok etkileyen yer;
Demir Yolları Müzesi.
http://www.ataturk.net/ata/ankara.html
Ama sırada eski adı ile Ziraat Mektebi,
Devlet Meteroloji İşleri Genel Müdürlüğü var.
Çünkü Atatürk 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelince,
http://www.dmi.gov.tr/site/iletisim.aspx?i=e
‘’ Bugün, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü burada çalışmakta, Atatürk Odası, eşyaları ile birlikte korunmaktadır.’’
Yani demem o ki
İlk fırsatta buraya gidilecek ve görülecek.
Bende bir takıntı var galiba.
Bu takıntı; Kronolojik bir takıntı.
Ankara’ya gelen herkes,İstisnalar kaideyi bozmaz, nereye gider?
Anıtkabir.
İşte bu beni sarmıyor.
Ben, Seymenler Parkı’na gitmeliyim.
Oradan Meteroloji Genel Müdürlüğü’ne.
Ve
Ankara Garının hemen yanında bulunan Devlet Demiryolları Müzesi.
Bir ve İkinci Meclisler,Hatta Orman Çiftliği,
Çankaya Köşküne çıkıpHavayı koklayıp
Ver elini Dolmabahçe Sarayı,Etnoğrafya Müzesi,
Malumunuz naşı burada tam onbeş yıl kaldı,
Ardından,Anıtkabir…
Yani beni sadece Anıtkabir ziyareti kesmiyor,
Kronolojik bir hastalık bu.
Mesela Bizim Çanakkale Gezi Parkurumuz çok iyi.
Afyon da öyle.
Ama Sakarya’da öyle bir şey yok.
Alagöz Karargaından başlamalı işe.
Kronolojik olarak gezdiğinde,
22 gün 22 geceyi yaşamalısın, içinde.
Yollar yapılmalı,Otobüslerin rahatlıkla gireceği.
Çanakkale gibi güzel bir parkur oluşturulmalı.
Sakarya Meydan Muharebesi diyoruz ama
Arazide sadece Dua Tepe var.
Neyse konuyu dağıtmalım
İşe Devlet Demiryolları Müzesi ile başladık.
Bırakın bu müzeyi gösteren bir levha,
Tüm levhalar,
Havaalanı diyor, Gar tabelası ise Garın tam önünde.
Bu işin içinde ya bir iş var,
Ya da Tam bir salaklık.
Afyon-Şuhut’a gidiyorsun,
Atamız bir gün kalmış, müze.
Çanakkale Bigalı Köyü, müze.
Daday’a gidiyorsun, müze.
Benim tespitime göre,
Bir tek Amasra’ya gitmemiş.
Başta Fatih Sultan Mehmet,İsmet İnönü,
Fevzi Çakmak,Cemal Gürsel,Celal Bayar gitmiş,
Neden acaba?
Amasra ses ver!
Neden?

Ankara’da,
Hemi de şehrin göbeğinde,
Meteroloji Binasında yaklaşık dört ay,
Direksiyon(Fransızca yönetim demek) binasında,
Üç yıl kalmış.Hem de Fikriye ile.
Müzenin adı Demiryolları Müzesi.
http://www.tcdd.gov.tr/home/detail/index0bd8.html?id=306
Ve burada alınan önemli kararlar;
‘’Kurtuluş Savaşının Hareket planları burada hazırlanmış, 21 Ekim 1921 tarihinde, Fransızlarla yapılan anlaşmanın görüşmeleri ve imza töreni bu binada gerçekleşmiş, 23 Nisan 1920 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oluşturulması ile bugünün her yıl Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmasının kararları bu binada alınmıştır’’

Bana göre;
Bu bina ayrı olmalı,
Demiryolları ayrı.
Biri sağda,Biri solda olabilir, mesela.
Ata’mızın eşyaları ise maalesef çok bakımsız kalmış.
Burası ilgi istiyor,Bakım istiyor,
Modern müzecilik istiyor,
Velhasıl çok şey istiyor…

Birinci Meclisi, TBMM işletiyor, fotoğraf çekmek yasak,
İkinci Meclisi,Turizm Bakanlığı işletiyor, fotoğraf çekmek serbest.
İkisi de yan yana.Giriş ücretleri farklı.
Uygulama farklı.
Başta giriş ücretleri olmak üzere,
Müzeler tek yere bağlanmalı,
Ve standart usuller içermeli.Burada,
Bakanlığına çok büyük görevler düşüyor.

Mesela Anadolu Medeniyetleri Müzesi park yeri,
Altındağ Belediyesi tarafından işletiliyor
Okullar dahil bir otobüsün park ücreti;
25 TL.Bunu ödeyen acente;Abooo… diyor,
Ve bir daha buraya getirmiyor.

Halbuki Orada Türkiye’nin tarihi sergileniyor.
Belki basit bir şey ama Ne kadar önemli
Bu müzelerin standartlaştırılması projesine,
Park ücretleri de dahil edilmeli.
Maksimum kar etme anlayışı ile hareket eden acenteler,
Sinekten yağ çıkarmaya çalışırken,
Başlarım, Anadolu Medeniyetleri Müzesine.
Görmeseler de olur, diyebiliyor…
Neyse konuyu dağıtmayalım.

Bence Angaralıların bilmediği yer;
Demiryolları Müzesi.Ve hemen üstünde yer alan,
Atatürk Konutu.Binanın hemen önünde yer alan,
Vagon iseAta’mızın,
Üç yıl ile yurt gezilerinde kullandığı mekan.

Almanya’da yapılan bu vagon o kadar zevkli döşenmiş ki
Mutlaka görülmeli.
Ama Şöyle bir şey var;
Ya aman fazla göstermeyelim, eskir Ya da Sanki özenle saklama gayreti.
Hâlbuki tam tersi olmalı.
Nasıl Hitit Uygarlığı bir gerçek ise
Atatürk te Bu Milletin bir gerçeğidir.
Bir ressamı sevebilir,
Ya da Sevmeyebilirsiniz.
Ama mükemmel eserler yapıyorsa,
Sırf kişiliğini beğenmediniz diye
Muhteşem eserlerini görmezden gelemezsiniz.

Sonuç olarak, Demiryoları Müzesi,
Atatürk Konutunu,
Atatürk Konutu da Demiryollarını gölgeliyor…
Bence ikisi ayrılmalı,
Ve Reklamı çok iyi yapılmalı.
Sanki varlar,Sanki yoklar.
Trene binenler bile
Hani insanlar, Burnunun ucundakini göremez ya
Öyle bir durum var.
Bunları yazarken;
Şimdiye kadar yapılanlar, elbette güzel.
Emeği geçen herkese teşekkürler…
Ama
Eldeki eserler çok daha güzel bir şekilde sergilenebilir.
Ve 27 Aralıklar şöyle kutlanabilir;
Seymenler Parkı,
Eski Ziraat Okulu(Meteoroloji Binası)
Atatürk Konutu(Gar’daki Demiryolları Müzesi)
Çankaya Köşk Müzesi,
Birinci Meclis,
İkinci Meclis,
Atatürk Orman Çiftliği
Etnografya Müzesi,
Anıtkabir.
Fırsat bulabilirseniz,
Dolmabahçe Sarayı.
İşte o zaman daha iyi anlayabilirsiniz, tarihi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder